Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
kill file
to feel
Geçmiş
Cümleler
"to feel"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
feel close to
f.
yakın hissetmek
It made me
feel close to
him.
Kendimi ona
yakın hissettirdi.
More Sentences
2
Genel
feel obliged to
f.
zorunda hissetmek
The International Maritime Organisation did not
feel obliged to
appear before the European Parliament either.
Uluslararası Denizcilik Örgütü de kendisini Avrupa Parlamentosu'nun huzuruna çıkmak
zorunda hissetmemiştir.
More Sentences
3
Genel
cause to feel sick due to food or drink
i.
besinlerle arası iyi olmama
4
Genel
cause to feel cold
f.
üşütmek
5
Genel
feel up to
f.
kendini belirli bir şeyi yapacak kadar güçlü hissetmek
6
Genel
feel ashamed to
f.
yüzü tutmamak
7
Genel
feel compelled to do
f.
zorunluluk hissetmek
8
Genel
feel oneself obliged to
f.
kendini bir şeyi yapmaya mecbur hissetmek
9
Genel
feel urge to
f.
bir şey yapmayı çok istemek
10
Genel
cause to feel better
f.
daha iyi hissetmesine neden olmak
11
Genel
feel drawn to
f.
yakın hissetmek
12
Genel
not feel the need (to do something)
f.
gerek duymamak
13
Genel
not feel the need (to do something)
f.
gerek görmemek
14
Genel
feel an overwhelming longing to hear one's voice
f.
sesini duymaya hasret kalmak
15
Genel
feel desire to
f.
arzusu içinde olmak
16
Genel
feel compelled to
f.
zorunlu hissetmek
17
Genel
feel free to
f.
çekinmemek
18
Genel
feel free to
f.
rahat olmak
19
Genel
feel obliged to
f.
kendini zorunlu hissetmek
20
Genel
feel equal to someone
f.
kendini birisiyle eşit hissetmek
21
Genel
feel equal to someone
f.
kendini birisine eşit hissetmek
22
Genel
feel the need to collect things
f.
bir şeyler biriktirme ihtiyacı hissetmek
23
Genel
feel a (powerful) desire (to attain something)
f.
hırs yapmak
Phrasals
24
Öbek Fiiller
feel up to (something)
f.
kendini (bir şey) yapacak kadar güçlü, enerjik hissetmek
25
Öbek Fiiller
feel up to (something)
f.
kendini (bir şeyi) yapabilecek gibi hissetmek
26
Öbek Fiiller
feel up to (something)
f.
(bir şey) yapacak gücü, enerjiyi kendinde bulmak
27
Öbek Fiiller
feel up to
f.
canı istemek
Idioms
28
Deyim
feel it beneath (one) (to do something)
f.
gururuna yedirememek
29
Deyim
feel it beneath one (to do something)
f.
onuruna yedirememek
30
Deyim
feel sick to one's stomach
f.
midesi bulanmak
31
Deyim
feel sick to one's stomach
f.
midesi kalkmak
32
Deyim
feel sick to one's stomach
f.
kusacak gibi olmak
33
Deyim
feel sick to one's stomach
f.
midesi ağzına gelmek
34
Deyim
feel honor-bound to do something
f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
35
Deyim
feel drawn to
f.
yakınlık duymak
36
Deyim
feel honor bound to do something
f.
(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
37
Deyim
feel honour-bound to do something
f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
38
Deyim
feel duty/honour bound to do something [uk]
f.
bir şeyi kendine görev edinmek
39
Deyim
feel duty bound to (do something) [us]
f.
(bir şeyi yapmaya) zorunlu hissetmek
40
Deyim
feel duty bound to (do something) [us]
f.
(bir şeyi yapmayı) görevi olarak görmek
41
Deyim
be/feel honoured (to do something)
f.
(bir şeyi yapmaktan) şeref duymak
42
Deyim
be/feel honoured (to do something)
f.
(bir şeyi yapmaktan) onur duymak
43
Deyim
be/feel honoured (to do something)
f.
(bir şeyi yapmaktan) mazhar olmak
44
Deyim
be/feel honoured (to do something)
f.
(bir şeyi yapmaktan) gurur duymak
45
Deyim
be/feel honoured (to do something)
f.
(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak
46
Deyim
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
f.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
47
Deyim
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
f.
bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
48
Deyim
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
f.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
49
Deyim
be/feel duty/honor bound to do something [us]
f.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
50
Deyim
be/feel duty/honor bound to do something [us]
f.
bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
51
Deyim
be/feel duty/honor bound to do something [us]
f.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
52
Deyim
feel free (to do something)
f.
(bir şey yapmaya) çekinmemek
53
Deyim
feel free (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) rahat olmak
54
Deyim
feel free (to do something)
f.
rahatça (bir şey yapmak/yapabilmek)
55
Deyim
feel free (to do something)
f.
çekinmeden (bir şey yapmak/yapabilmek)
56
Deyim
feel up to
f.
yapmaya yatkın olmak
57
Deyim
feel up to
f.
meyilli olmak
Speaking
58
Konuşma
I feel responsible for what's happened to you
expr.
başına gelenlerden ötürü kendimi sorumlu hissediyorum
59
Konuşma
how does it feel to be a doctor?
expr.
doktor olmak nasıl bir duygu?
60
Konuşma
how does it feel to be a student?
expr.
öğrenci olmak nasıl bir duygu?
61
Konuşma
how does it feel to be a teacher?
expr.
öğretmen olmak nasıl bir duygu?
62
Konuşma
you want me to feel bad
expr.
kendimi kötü hissetmemi istiyorsun
63
Konuşma
I feel very close to you
expr.
kendimi sana çok yakın hissediyorum
64
Konuşma
how does it feel to
expr.
nasıl bir duygu
65
Konuşma
I feel like something bad is going to happen
expr.
kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum
66
Konuşma
I want you to feel better
expr.
senin daha iyi hissetmeni istiyorum
67
Konuşma
I feel lucky to know you
expr.
seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum
68
Konuşma
how does it feel to be a professor?
expr.
profesör olmak nasıl bir duygu?
69
Konuşma
you're going to feel better soon
expr.
yakında iyileşeceksin
70
Konuşma
how does it feel to be famous?
expr.
ünlü olmak nasıl bir duygu?
71
Konuşma
how does it feel to be a celebrity?
expr.
ünlü olmak nasıl bir duygu?
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to feel
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy